Haberler, Haberler, Haberler

Toplumsal bilinçaltımıza işlemiş olan hatıraların etkisi çok büyük, Olacak O Kadar’ın “Haberler” kısmı çocukluğumun en canlı anılarından. Aşağıdaki müzik ile başlayan ve Levent Kırca ile Oya Başar’ın yaratıcı tasrım ve performansı ile ilerleyen bu programı unutmak mümkün değil.

Haberler

Olacak O Kadar Haberler: 20 Şubat 1998 Programı

Haberler neydi?

Haber dediğimiz şey artık saat 19.00 – 20.00 arasında televizyonda çıkan veya sabahları gazetelerden okuduğumuz dünyanın köşesinden gelen ilginç bilgiler olmanın çok ötesinde. Artık “haber” dediğimiz şey etrafında bütün dünyayı ve bütün ülkeyi takip ediyoruz. Ancak iş buradan sonra karışmaya başlıyor. Bu yazıyı okurken önünüzdeki masanın bir rengi vardır ve bu renk üzerine fikir ayrılığı yaşama ihtimalimiz çok yüksek olmayabilir. Ne kadar somut, net bir gerçek.

Ama haberler dünyasına baktığımızda durum hiç bu şekilde değil. Bir olaya bakmanın onlarca şekli, her bakış açısı üzerinden de varılabilecek onlarca farklı sonuç var.

Gerçeklerin tek olmadığı ve tartışmasız olmadığı bir dünyada, doğruyu bulmanın tek yolu özgür ifade ve sorgulayarak düşünmedir.

Bugün haberleri düşündüğümüzde bu yorumum dışında kalan ve benim aklıma ilk gelen iki alan var. Bunlardan biri hava durumu haberleri, diğeri ise spor haberleri. Yarın Ankara’da hava nasıl konusunda aldığınız bilgiyi sorgulamadan, ve doğrudan kabul edebilirsiniz. Burada bir sakınca yok tabi ki. Bize verilen haber doğru mudur veya değil midir diye düşünmenin de bize kazandıracağı şeyler sınırlı. Yarın Ankara’da hava parçalı bulutlu 24 derece. Tamam, sıkıntı yok, inandım.

Diğer bir örnek ise spor haberleri. Örneğin 2016 Rio Olimpiyatlarından haberleri dinliyoruz ve Usain Bolt’un 100M’de yine kazanarak 9. altın madalyasını aldığı haberini duyuyoruz. Tamam, sıkıntı yok, buna da inandık. Bunu sorgulayarak kazanacağımız bir şey yok.

Ancak ne yazık ki, sorgulamadan, bu kadar rahatça inanabileceklerimizi burada bitiyor. Çünkü hayatımızı, toplumu, şehir hayatını, insanları, politikayı, eğitim sistemini, sağlık sistemini, adaleti yargıyı ve yürütmeyi, seçimleri, imar kanunlarını, terör haberlerini, şehirlere yapılacak yeni yol ve havalimanlarını, ve saymakla bitmeyecek benzer yüzlerce – binlerce (!) haberin her bir tanesi, haber metnini yazan kişinin dünya görüşü ve mensubu olduğu yayın kuruluşunun parçası olduğu ekonomik ve politik yapı etkisi altında üretiliyor.

Durum böyle olunca, yani karşımızda haberler için danıştığımız kaynaklarının tarafsız olmasının imkansız olduğu gerçeğini farkettiğimizde bize ne düşüyor?

Tek Yol Sorgulamak

Haberler

 

Kolay değil. Yorucu. Enerji isteyen ve en önemlisi bilgi ile dolu bir arka plan isteyen bir şey sorgulamak. “Bu duyduğum doğru mu?” dediğinizde dönüp de cevap alabileceğiniz bir kültür ve bilgi dağarcığınızın olması gerekiyor.

Tüm bunlara rağmen, ne kadar zor da olsa medyanın ve haberlerin tarafsız olmasının imkansız olmasını gördüğümüz an itibariyle somut bilgi veren hava durumu ve spor gibi örneklerin dışında kalan hemem hemen tüm haberler de durup düşünmek ve bu duyduğum doğru olmayabilir mi diye sormak gerekiyor.

Emek istiyor, ancak alternatifi, yani kandırılmış olmak ve dünyayla ilgili gerçeklerden bağımsız, hurafeler üzerine kurulu bir bakış açısına sahip olmak daha kötü.

Siz siz olun, girdiğiniz haber sitelerinde karşınıza çıkanları, radyoda duyduklarını, TV’de izlediklerinizi “Acaba bu doğru mu?” sorusunu hiç aklınızdan çıkarmadan ve kendi değer ve doğrularınıza inanarak izleyin. Bir şey size saçma geliyorsa kaç kere tekrarlanırsa tekrarlansın inanmama hakkınızı saklı tutun.

Bu kadar bahsetmişken Türkiye’deki en aktif haber sitelerine ulaşabileceğiniz bir link de verelim. Benim keyifle okuduğum bir kaç haber sitesi olarak ise aşağıdakileri önerebilirim.

www.pazarlamasyon.com

www.dunyalilar.org

www.nbeyin.com.tr

www.iktisadi.org

Dipnot: Ayrıca Medium  gibi kaynaklar üzerinden amatör yazarları takip etmek de güzel bir alternatif olabilir, beni Medium’da takip edin.

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.